May Thermal Resort & Spa Yazın güneş, kum, yazlık ev derken. Sonbahar da ve kış aylarında gidebilecek yerlerden biri olan May Thermal Resort & Spa, Afyon-Antalya yolunda olan bu otelin en güzel yanı  Sandıklı ilçesinde, Hüdai Kaplıcaları mevkiinde bulunması.  May Thermal Resort & Spa‘nın en önemli özelliği çamur banyolarının olmasıdır. Çamur banyosunun yararları   içinde  radyoaktif elementler ve kükürt bulunması sayesinde  romatizmaya, cilt hastalıklarına, ciğer ve dalak rahatsızlıklarına iyi geldiği gibi sindirim ve sinir sistemiyle ilgili yararları da vardır.  Bazı tür çamur banyolarında volkanik kül ve çeşitli mineraller de bulunur. Hücre yenilenmesi ağrılara ve kan dolaşımına iyi gelen bu çamur banyosundan May Thermal Resort & Spa’da tatil yaparak yararlanabilirsiniz. Konforlu yarım pansiyon özelliğine sahip olan bu otelimiz de kapalı yüzme havuzu, çocuklar için kaydıraklı havuz  ve ayrıca çocuklar için ısıtmalı havuz da bulunmaktadır. Sağlığınız düşünürken ailenizle birlikte eğlenceli vakit geçirebileceğiniz dart, bowling, bilardo, masa tenisi aktivitelerinin ve çocuk kulübünün oluşu da  kalınması için inanılmaz bir fırsat. 378 odası 1100 yatak kapasiteli bu otel de geçireceğiniz dolu dolu günlerin keyfini çıkartabilirsiniz, iki aile beraber mi gideceksiniz birbirine bağlı odaları da bulunmaktadır. Sonbahar da Afyonkarahisar'da bulunan May Thermal Resort & Spa’da hem doğayla baş başa sakin hem de sağlığınıza kavuşabileceğiniz, yararlarını saymakla bitmeyen çamur banyosu yapmanız için şimdiden erken rezervasyon yapın. Ailenizle ya da yalnız soğuk havalarda mutlu huzurlu sıcacık ortamda geçirebileceğiniz anları yaratmak sizin elinizde. Termal Suyun Niteliği Toplam mineralizasyonu 1614,1 mg/l, kaynak çıkış sıcaklığı 68 santigrat derece olan termomineralli su. Termal Suyun Tıbbi Balneolojik Tanımı Anılan kaynak toplam 1614,1 mg/l mineralizasyonu olan miks, florürlü (4 mg/l) termomineralli sudur. Banyo uygulamaları şeklinde inflamatuvar romatizmal hastalıkların (romatiod artrit, ankilozan spondilit başta olmak üzere) kronik dönemlerinde; kronik bel ağrısı, osteoartit gibi noninflamatuvar eklem hastalıklarının; miyozit, tendinit, travma, fibromiyalji sendromu gibi yumuşak doku hastalıklarının tedavisinde tamamlayıcı tedavi unsuru olarak, ortopedik operasyonlar, beyin ve sinir cerrahisi sonrası gibi uzun süreli hareketsiz kalma durumlarında mobilizasyon çalışmalarında, kronik dönemdekş seçilmiş nörolojik rahatsızlıklarda rehabilitasyon amacıyla, stres bozukluğu, nörovejetatif distoniler örneklerindeki gibi genel stres bozukluklarında ve spor yaralanmalarında destekleyici/tamamlayıcı tedavi unsuru olarak kullanılabilir niteliktedir. Su Arsenik içermektedir ve kesinlikle içilerek kullanılmamalıdır. Yardımcı ve tamamlayıcı tedavi unsuru olarak termal suyumuzun faydaları Sedef Hastalığı                                                      Egzama Hastalığı Damar Sertliği Kas ve Eklem Sistemi                                           Solunum Sistemi İskelet Sistemi                                                     Kan Dolaşımı Astım Rahatsızlığı                                                  Kadın hastalıkları Bronş Spazmları                                                  Kabızlık İltihap Söktürücü                                                 Kireçlenmeler Balgam Söktürücü                                               Yumuşak doku romatizmaları Tırnak hastalıkları                                                  Bel boyun ağrıları Cinsel Hormonların Düzenlenmesi                         Eklem Burkulma ve Zedelenmeleri Fiziksel ve Ruhsal Yorgunluk, Asabiyet                    Uykusuzluk ve Stresse Bağlı Rahatsızlıklar Cilt Lekeleri, Kaşıntılı ve Döküntülü Deri Hastalıkları Çamur Banyosu Hüdayi kaplıcalarını diğer termal bölgelerden ayıran en önemli özelliği, ünü tüm dünyaya yayılmış olan çamur banyolarıdır. Bu mucizevi çamur banyoları 500 metre devam eden jeolojik bir çatlağın farklı yerlerinde kaynayıp 68 santigrat derecelik sıcaklığa ulaşan şifalı su ile özel şekilde hazırlanan toprağın karışımından oluşur. 2000 yıllık şifalı suların ve çamurun vücuda etkileri ve faydaları şaşırtıcıdır. Romatoid artrit, ankilozan spondilit gibi inflamatuvar romatizmal hastalıkların, osteoartrit gibi noninflamatuvar eklem hastalıklarının; miyozit, tendinit, travma, fibromiyalji sendromu gibi yumuşak doku hastalıklarının tedavisinde tamamlayıcı tedavi unsuru olarak; ortopedik operasyonlar, beyin ve sinirle alakalı cerrahi müdahaleler sonrası uzun süreli hareketsiz kalma sonrası yapılan mobilizasyon çalışmalarında; nörolojik rahatsızlıkların kronik dönemlerinde rehabilitasyon amacıyla; stres bozukluğu, nörovejetatif, distoniler gibi genel stres bozukluklarında ve spor yaralanmalarında destekleyici / tamamlayıcı tedavi unsuru olarak kullanılabilir niteliktedir. Hücreleri yeniler: Kolajen üretimini artıran bir antioksidan olduğu için cildin yaşlanma sürecini yavaşlatır. Yaşlanma etkilerini iyileştirir. Sıkılaştırır: Cilt üzerinde bulunan ölü hücre ve diğer pisliklerin atılmasını sağladığı için sıkılaştırıcı etkisi vardır. Hormonları dengeler: Hormonları dengeleyerek, regl dönemi öncesi sendromu (PMS) adı verilen dönemin ve regl döneminin rahatsızlıklarını ve negatif etkilerini hafifletir. İltihap kurutur: Yorgunluk, aşırı zorlanma veya bazı hastalıklar (artrit, romatizma) nedeniyle oluşan kas ve kemik sorunlarını giderir. İltihap kurutucu etkisiyle çamur banyosu bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Stresi azaltır. Bu nedenle özellikle sporcular veya efor gerektiren ağır işlerde çalışanlar için çok faydalıdır. Çamur Banyosunun faydaları genel olarak şöyle sıralanabilir; Sırt, kol, bacak ağrılarına iyi gelir Krampları ve adale spazmlarını çözer Vücut hormonlarını dengeler Vücuttaki ödemi, toksinlerin atılımını hızlandırır Kan dolaşımını arttırır Bağ dokusunu güçlendirir Hücrelerin madde değişimini düzenler Selülit tedavisinde etkilidir Bazı alerji türlerine iyi gelir Lokal fazlalığı (yağ tabakalarını) giderir, inceltir Cildin yaşlanmasını önler Cildi nemlendirir, doğallaştırır, Besler Cildin gözeneklerini temizler Yorgunluğa iyi gelir Keyif ve rahatlık verir Doktor Balık Avrupalı biyolog Heckel tarafından 1843 yılında tespit edilen Garra Rufa balıkları, yani bilinen adıyla doktor balıklar, cilt hastalıklarında ve özellikle sedef hastalığını önlemede en çok başvurulan tedavi yöntemlerinden bir tanesi olmuştur. Boyutları 3 cm ila 8 cm arasında değişen bu balıklar, vücuttaki ölü deri artıklarını temizleyerek cildi hastalıklardan arındırmaktadır. Ayrıca bu esnada masaj etkisi de yaratarak vücudu rahatlatmakta ve güzelleştirmektedir. Doktor balıkların bu tedavi esnasında ölmüş deriyi yiyerek egzama, ayak kokusunu engellediği biliniyor. Ölü derilerle beslenen Garra Rufa balıkları, büyük bir şifa kaynağı durumundalar. Sararmış ölü derileri yiyen garra rufa balıkları, ölü derileri yaradan ayırıp, yaranın büyük bir hızla iyileşme sürecine girmesini sağlıyorlar. Özellikle sedef hastalığından muzdarip kişiler doktor balıkları kullanmayı tercih ediyor.  Garra Rufa balıklarının bir başka faydası da ayaklar için; özellikle kadınların sıklıkla yaptırdığı pedikür işleminde doktor balıklar yine önemli yer tutuyor. Pedikür öncesi ayaklardaki ölü derileri temizliyor, ayaklardaki kan dolaşımını arttırarak hem cildin temizlenmesini hem de pürüzsüz hale gelmesini sağlıyorlar. Bu işlemden sonra ayaklar pedikür işlemi için daha uygun hale geliyorlar. Garra Rufa balıklarının hüneri bunlarla DA bitmiyor. Ağızlarından salgılamış oldukları ditranol isimli madde ile açık yaraların kapanmasını ve tedavi olmasını sağlıyorlar. Akla gelen ilk sorulardan bir tanesi de Garra Rufa balıklarının kaç gün süreyle tedavide kullanılacağı sorusu. Vücuttaki hastalığa göre değişiklik gösterebilen bu süre, haftada 3 seans biçiminde yapılıyor. Yarım saatlik 3 seans sonunda kişinin cildi tıpkı bir pamuk kadar yumuşak oluyor. Bu işlemin vücudun her bölgesine uygulanabileceğinin altını çizmemizde yarar var. Seanslara kadınlar da erkekler de eşit oranda katılmakta. Ozon Kapsülü (Sauna) Ozon terapiler, 100’e 1 oranındaki ozon gazının oksijenle birleştirilmesiyle uygulanır. Bağışıklık sisteminin güçlenmesi ve vücudun doğal direncininin artması sağlanır.  Ozon kapsülü (sauna) , herhangi bir detoksifikasyon programının önemli bir parçası olarak kullanılır. Ter bezlerinin uyarılmasına yardımcı olarak gözeneklerin açılmasına ve ayrıca kan dolaşımının hızlanarak cildin detoks ve temizlik kapasitesinin artmasına katkı sağlar. Ozon sauna, buharın vücudu sarıp ozonun cilt tarafında emilimini sağlar.  40°C’ye varan sıcaklığa ulaşan yoğun ısı, ciltteki gözenekleri açar, bu da ozonun ciltten direk kan dolaşımına, yağ ve lenf dokusuna ulaşmasını sağlar. Lenf dokusunu toksinlerden arındırmak hayati önem taşır ve ozon sauna bunu başarmanın en etkili yollarından biridir. Tuz Odası Haloterapi veya Speleoterapi olarak da bilinen tuz terapisi, birçok solunum sistemi rahatsızlığını rahatlatan, zararsız ve ilaçsız yöntemdir. Sakinleştirici ve arındırıcı etkileri dolayısıyla detoks sürecinde destekleyici bir terapi olarak önerilir. Modern tuz odaları, eski zamanlardan beri madencileri ve solunum problemleri çeken insanları iyileştirmek için kullanılan doğal tuz madenlerinin mikro ikliminin bir kopyası niteliğindedir. Tuz odaları, sabit bir sıcaklık ve nem seviyesine sahiptir. Polen ve toz gibi havadaki kirleticiler barındırmazlar. Tuz odaları üst ve alt solunum problemlerinin çözümü için kullanılır. Mikro partikül tuzunun anti-bakteriyel ve anti-inflamatuar özellikleri aynı zamanda kulak enfeksiyonlarının ve türlü cilt hastalıklarının tedavisinde de etkilidir. Tuz Odası Terapisi Süreci Nasıl İşler? Tuz odasının mineral kaya tuzuyla kaplı duvarları, sterilize ve negatif iyon ortamı oluşturur. Siz gevşedikçe, odaya 1 ila 10 mikrometre büyüklüğünde tuzlu mikro parçacıklar yayılır. Nefes aldığınızda bu parçacıklar burun, boğaz ve akciğerlere girerler ve iyileştirme sürecine başlarlar. 5 mikrometreden daha büyük olan parçacıklar burun ve boğazda kalır, daha küçük parçacıklar ise akciğerlere derinlemesine nüfuz eder. Tuz Odası Terapisinin Faydaları Nelerdir? Solunum yollarını temizler, astım, alerji, bronşit, sinüs tıkanıklığı, saman nezlesi ve koah gibi solunum rahatsızlıklarının çözümünde, akne, dermatit ve sedef hastalığı gibi dermatolojik sorunlarda etkilidir. Polenlere karşı alerjik reaksiyonları azaltır bağışıklık sistemini güçlendirir, horlamayı azaltır ve uykuyu düzenler, soğuk algınlığı ve grip gibi mevsimsel hastalıkları önlenmesinde yardımcı olur. Saman Odası Saman odası eskiden günümüze taşınan bir kültürdür aslında. İlk olarak Şamanizm dönemlerinde kullanılan uygulama zamanla kültürel değişiklerden dolayı azalmıştır. Saman odasının asıl amacı doğal olarak 36 ile 38 santigrat derece arasında kişinin terleyerek vücuttaki toksinlerini atması ve bronşları açmasıdır. Sauna ve buhar odası gibi yoğun sıcak ortamlara giremeyen kişiler için çok idealdir. Avrupa’da daha yaygın olarak kullanılan saman odalarında ağırlıklı olarak yulaf samanı tercih edilmektedir. Akciğer rahatsızlıkları olanlar bronşit ve nefes darlığı sorunları için saman terapisi kullanmaktadırlar. Buhar Odası Buhar banyosu vücudu toksinlerden arındırmanın en basit yolu olarak düşünülmüştür. Bu yolla cildin gözenekleri açılır, milyonlarca ter bezesi salgılama yapmaya başlar, vücut ürettiği metabolik maddeleri ve diğer atıkları dışarı atar. Terleme yoluyla vücut atıklarının %30’a yakını vücuttan uzaklaştırılır. Buhar odasının faydaları şu şekilde sıralanabilir; Solunum şartlarında düzelme için etkin olup soğuk algınlığında, sinüzit, bronşit ve alerjik sorunlarda tavsiye edilir. Buhar, üst solunum yolu zarlarının iltihaplanmasında ve tıkanmasında rahatlama sağlar. Buhar havayı nemlendirerek boğaz tahrişinde etkilidir bunun yanısırakasları gevşetir ve öksürüğü azaltır. Terleme yolu ile gözeneklerin açılmasını ve cildin ölü hücrelerden arınarak son derece pürüzsüz ve canlı bir görünüme ulaşmasını sağlar. Dolaşım sistemini hızlandırarak ve düzenleyerek ayrıca kan proteinlerini arttırarak oksijenin hücrelere daha yoğun gitmesini sağlar, ayrıc buhar odasının rahatlatıcı ve dinlendirici etkisi yorgunluk ve stres gibi olumsuzlukları ortadan kaldırarak sinir sistemi için de olumlu etki yapar. Egzersiz yaptıktan sonra buhar odasına girmek adale ağrılarına sebep olan laktik asidin terleme ile atılmasını sağlar bu da daha az kas yorgunluğu anlamına gelmektedir. Sauna Yüksek ısı sayesinde kasların gevşemesi, dinlenmesi,kan akışının düzenlenmesinin yanısıra modern yaşamın beraberinde getirdiği stresin etkilerinden kurtulmak için de idealdir. Sauna sonrasında yapılacak şok duşu ile bu etkileri yenmenize yardımcı olur. Uyku problemi yaşayan kişilerin akşam saatlerinde sauna kullanması (şok duşu kullanmadan) uykuya daha kolay ve hızlı dalmayı sağlar. Terleme yolu ile vücuttaki toksinlerin atılmasına da yardımcı olan sauna, yağ yakılmasını hızlandırır ve kilo vermeye yardımcı olur. Özellikle grip ve soğuk algınlığı gibi kış hastalıklarında terleme sayesinde iyileşmeyi hızlandırır. Eklem ağrıları için de oldukça faydalıdır. Bununla birlikte kasları yumuşatarak gevşetmesi ile kas ve eklem ağrılarını gidermeye yardımcı olur. Kireçlenme ve romatizma gibi sorunların oluşmasını engellediği de bilinmektedir. Thermal Spa Üniteler Nasıl Kullanılmalıdır Termal alanalar kullanılırken aç veya tok olunmaması, hafif bir yemekten 1 veya 1,5 saat sonra kullanılması uygun olacaktır. Gün içerisinde en fazla iki kez 10-15 dk’lık 2 kür halinde uygulanması ve iki kür arasında yeterli süre (günün farklı dilimleri) olmalıdır. Ne kadar uzun süre kalınırsa o kadar faydalı düşüncesi kesinlikle yanlıştır. Termal alanlarda hareket edilmemeli, dik veya oturur pozisyonda durulmalıdır. Kullanımdan sonra mutlaka iyice kurulanmalı ve 20 dakika dinlenmelidir. Thermal Spa Ünitelerin Kullanımı Sırasında Ne Giyilmelidir Mayo, bikini vb. ürünler tercih edilmelidir thermal’in mineral ve sıcaklığından daha etkin yararlanılmasına yardımcı olduğu gibi vücudunuza zaralı bakterilerin ürememesini sağlar. Kimler Thermal Spa Merkezini Kullanmamalıdır Thermal uygulamaların çeşitli faydaları olduğu gibi yan etkileri de bulunmaktadır. Bu nedenle Thermal Spa alanları kullanılmadan önce doktorunuza danışmanız en uygun olanıdır, bunun yanı sıra aşağıdaki durumlarda veya hastalıklara/rahatsızlıklara sahip kişilerin kesinlikle kullanmaması gerekmektedir. Kalp krizi, yakın zamanda kalp anjini-spazmı geçirenler ve/veya kalp operasyonu geçirenler, İltihabı ve/veya tıkayıcı damar hastaları Koroner arter hastaları Yüksek risk faktörüne sahip serebrovasküler hastalığa bağlı yarım felçli hastalar Akut tromboflebit Epilepsi (Sara Hastalığı) ve benzeri nöbet geçiren hastalar Oynak hipertansiyonu veya kan basıncı sürekli sistolik 150 mmHg üzerinde seyreden hastalar ile aşırı yüksek veya düşük tansiyonu olanlar Derin anemi (kansızlık) ve genel durum bozukluğu olanlar Yaygın varisli olanlar Vaskülit (damar iltihapları) olanlar Ateşli hastalıkları olanlar Kanamalı hastalıkları olanlar Akut yada kronik üriner, bilier ve istestinal tıkanmalar yaşayanlar Safra yolları ve barsak tıkanıklıkları olanlar Açık yaralar (6-12 aydan yeni, antikoagülan kullanan) Ameliyat geçirmiş ve henüz yarası kapanmamış olanlar Akıl hastaları ve ağır psikolojik problemleri olan hastalar Astım hastaları Kanser hastaları Kontrol altına alınmamış ve insüline bağımlı şeker hastaları Akciğer tüberkülozuna tutulmuş olanlar Hamile ve lohusa kadınlar, adet dönemleri olanlar İleri yaşta ve düşkün hastalar Aşırı şişman hastalar ve obezite hastaları Siroz hastaları Kadınlarda menstrüasyon dönemi geçirenler Hastalıkların akut (alevlenme) dönemleri Herhangi bir iç organın infeksiyöz hastalığı (sarılık, plörezi, nefrit vb.) Kalp, böbrek, karaciğer gibi organ yetmezlikleri olanlar Varis rahatsızlığı olan kişiler Yüksek ateş ve ishalle seyreden kolera, tifo ve dizanteri hastaları 39 santigrat derece ve üzerinde seyereden gribal enfeksiyonlar Aktif hepatit hastaları Obezite olanlar Romatizmanın akut (alevlenme) dönemleri Protez ameliyatı geçirmiş kronik dönemdeki hastalar 65 yaş üstü kişiler (sadece doktor tavsiyesi ve/veya kontrolünde kullanabilirler)