Antalya
M.Ö. 150’li yıllarda Bergama Kralı 2. Attalos’un inşa ettirdiği surlar ile
bugünkü konumunda “Attaleia” olarak kurulan Antalya’nın tarihçesi, şehir merkezine
yaklaşık 30 km mesafede bulunan Karain Mağarası’nda ele geçen kalıntılara
istinaden İlk Çağ öncesine kadar dayanır. Hititler, Likya ve Pamfilya
dönemlerinden, Bergama Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine bir çok
medeniyete ev sahipliği yapan şehir, eşsiz tarihi dokusu ve doğası ile tarih
meraklılarını hayranlık içerisinde bırakıyor.
640 km toplam sahil şeridi, Kurşunlu şelalesi, Köprülü Canyon, endemik
bitkiler ve günümüze kadar dayanmış tarihi yapıtları ile Antalya 2013 yılında
Paris ve Londra’dan sonra dünyada en çok ziyaret edilen üçüncü şehir konumuna
ulaşır.
Neleri görmeli?
Muazzam geçmişi ve doğası ile eşsiz olan Antalya’da görülmesi gereken yerler
sınırlandırılamaz. Bununla birlikte, bazı organizasyonlara mutlaka katılım
sağlanmalı kanaatindeyiz:
Devlet Opera ve Bale’nin 1994 yılından bu yana M.S. 155 yıllarında kurulan
Aspendos antik tiyatroda organize ettiği Aspendos Uluslararası Opera ve Bale
Festivali her yıl binlerce uluslararası ziyaretçiyi kültür ve tarihin
büyüleyici bir senfonisine davet ediyor.
Likya’nın Myra (Demre) kentinde bulunan ve Noel Babanın yaşadığı ve görev
aldığına inanılan Noel Baba Kilisesi mutlaka görülmeye değer.
Antik şehir merkezi olan ve tarihi surların içinde kalan Kaleiçi’nde
günümüzde halen Üç Kapılar (Hadrian Kapısı), Saat Kulesi, Antalya’daki ilk
islam yapılarından ve Selçuklu döneminin bir eseri olan Yivli Minare
yükselmektedir.
Piyano Festivali, Antalya Film Festivali, Antalya Televizyon Ödüller,
Uluslararası Antalya Kum Heykel Festivali gibi bir çok etkinliğe ev sahipliği
yapan bu rengarenk şehir, tek ziyaret ile tüm güzelliklerin keşfedilmesine izin
vermez.